|
e-mail: aozkan@milligazete.com.tr
Ahmet F. Gün.MİLLİ GAZ.7-12-2003.
CHP kantarın topuzunu kaçırmakla meşgul
CHP dolu dizgin uçuruma doğru sürükleniyor. Din ve vicdan hürriyeti, demokrasi noktasında her hangi olumlu bir adım atıldığında CHP bir anda tek-parti döneminin o bildik katı tututumunu kuşanıp veryansın ediyor.
CHP'nin en büyük yanılgısı ise Türk toplumunu tanıyamaması ve sosyolojik açıdan büyük okuma yanlışlarına tutulması.
Böyle giderse CHP, sabık Başbakanlardan HasanSaka'nın ifadesiyle "Önümüzdeki seçimlerde bir oy bile alamayıp sandığa gömülecek."
CHP, ana muhalefet partisi olarak bir yandan siyasi ve sosyolojik cehaletini sürdürürken, bir yandanda AKP'nin ekmeğine yağ sürmek için elinden geleni yapıyor. Parti siyaseti muhalefet yapması gereken yerde uslu çocuk rolü oynuyor, diğer taraftan AKP'ye yüklenmeyi daha çok olayları çarpıtarak olmayanı oldurma yüzsüzlüğüne düşüyor. Nitekim en son CHP'nin ağır toplarından Grup Başkan Vekili Ali Topuz, kantarın topuzunu öyle bir kaçırdı ki, daha birkaç saat geçmeden yaptığı vahim hatayı gidermeye çalıştı. Fakat hatasını bertaraf edemediği gibi AKP'lilerin eline de akıl almaz bir koz verdi.
CHP'li Ali Topuz'da artık bu durum alışkanlık haline geldi.
Daha dün Cumhuriyet resepsiyonuna katılmadığı için TBMM Başkanı Sayın Bülent Arınç'ı ağır bir şekilde suçlayarak söylenmedik söz bırakmadı. Hatta suçlamalarda bulunurken Sayın Arınç'ın, annesinin ağır hastalığını mazeret göstermesini bile hafife aldı. Aradan çok geçmeden sayın Arınç'ın annesi rahmeti rahmana kavuştu. Peki bu noktada sormak gerek: Arınç'ın büyük ve elem verici kaybından, "Anne Arınç"ın ölümü tadmasından sonra CHP'li Topuz hiç mahçup olmadı mı?
CHP'li Ali Topuz'un, İbni Haldun'un eserlerini okumadığı muhakkak. Özellikle de Haldun'un güzide eseri "Mukaddime"yi... Şayet Ali Bey, o eseri okusaydı insanların milletler gibi, milletlerin de insanlar gibi olduğunu bilirdi. Ayrıca, siyasetin insanların mutluluğu için yapılacağını kavrardı. Çünkü siyasette insani unsurlar rafa kaldırılmaz. Şayet kaldırılırsa o zaman ortada siyaset diye bir şey kalmaz. Çünkü siyaset insanların ve toplumların mutluluğu için yapılır. Zaten CHP'nin de sorunu bu. Baştan beri yaptıkları insan mutluluğunu hep ardılamak ve görmezden gelmek...
CHP'li Ali Topuz'un son isnadlarına gelince; siyasetçinin, sosyolojiyi özellikle de siyaset sosyolojini iyi bilmesi, ülkesindeki cemiyet ve cemaatleri, siyasi teşekkülleri iyi tanıması gerek. Fakat CHP'li Topuz'un açıklamalarında bunları hiç bilmediği de ortaya çıkıyor. Sürekli olarak akla karayı birbirine karıştırıyor. Akıncılar'a dair yaptığı tesbitlerin, Büyük Doğu ve bu fikir olgusunun öncüsü Merhum Necip Fazıl'la ilgili nitelemelerin hiç bir gerçeklikle uzaktan yakından ilgisi yok. Ama amaç üzüm yemek olmayınca CHP'li Topuz biteviye sapla samanı birbirine karıştırıyor. Ayıklayana aşk olsun...
Aslında CHP'lilerin uslupları ve siyasi duruşları birbirlerini aratmıyor. Sözgelimi CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın da, Ali Topuz'dan hiç farkı yok. O da takmış bir "Hikmetyâr fotoğrafına" başka birşey dediği yok. Yahu ülkede hortumcuların yaptığı yanlarına kâr kalıyor, borçları erteleniyor, ekonomik dengesizlik sürüyor, Baykal'dan ses yok. Büyük siyasi gaflar, hatalar yapılıyor yine Baykal'dan ses yok.
CHP gerekli ehliyet ve ihtisası ne zaman kuşanacak merak ediyorum. Hele hele DİB'nin Kur'ân kurslarıyla ilgili son genelgesi üzerine CHP sözcülerinin yine tek-parti döneminin tavrını sergilemeleri gerçekten üzüntü verici.
CHP böyle giderse başlangıçta da belirttiğim üzere ilk seçimlerde yok olacak. Anketler ve kamuoyu araştırmaları bunu gösteriyor. Belki bu yüzden kara kara düşünüyorlar. Fakat biraz da beyaz düşünseler olmaz mı?
CHP'ye buradan açık bir çağrı yapıyorum: AKP'nin önünü mü kesmek istiyorsunuz? İktidar mı olmak istiyorsunuz, alın size fırsat. Bu ülkede din ve vicdan özgürlüğünü genişleterek cehaletin önüne geçin, başörtüsü yasağını kaldırın ve laikliğin doğru bir biçimde anayasada tarifini yapın... Bakın o zaman ortada ne AKP kalır, ne de bir başka parti. Kahir ekseriyetle iktidara gelirsiniz. Ama CHP'den bunları beklemek büyük bir hayalcilik olur. Çünkü şimdilerde CHP'liler kantarın topuzunu, yani siyasette ölçüyü kaçırmakla meşguller...
Yazık, çok yazık...
Ahmet F. Gün.MİLLİ GAZ.7-12-2003.
HASAN C.GÜZEL…DEN
Son günlerde,
milletçe hepimizi üzen İstanbul'daki terör olaylarını fırsat bilerek CHP, gene
CHP'liliğini yapıyor. Bir yanda, Hungtingtoncu Batı'nın "İslâm Terörizmi"
iftiraları, bir yanda bizim kalemşorların işi İslâm'a, Kur'ân'a dil uzatmaya
kadar varan edepsizlikleri ve bir sürü cühelânın yâveleri... Hatırama, "Bu kadar
cehalet ancak tahsil ile mümkündür" sözü geliyor. Bir bakıyorsunuz, bir ay önce
kuyruk acısı olan bir holdinge ait gazetenin manşetindeki, R. Tayyip Erdoğan'ı
Hikmetyar'ın yanında oturmuş gösteren fotoğrafı kastederek, "mal bulmuş mağribî"
gibi saldıran Deniz Baykal, terörle mücadele konusunda yardımcı olacağına
fırsatçılık peşinde... Kendisi de çok iyi biliyor ki, fotoğraftaki Hikmetyar,
Rus işgaline karşı direnen ve ABD tarafından da desteklenen, o günkü gençliğin
sevdiği bir liderden başkası değildir.
Bir bakıyorsunuz, aslında çok olgun ve tecrübeli bir politikacı olan CHP Grup
Başkan Vekili Ali Topuz, Başbakanı, "İBDA-C" terör örgütünün kurucularından
olmakla suçluyor. Sonra anlaşılıyor ki, "Büyük Doğu Fikir Kulübü" ile "Akıncılar
Derneği" birleşmiş; bugünkü İBDA-C ile hiç ilgisi olmayan bir dernek kurulmuş;
Başbakan da 25 yıl önce Akıncılar Derneği dolayısıyla bu derneğin içinde
olmuşmuş... Türkiye'nin içinde bulunduğu bu "terör girdabı"nda hangi akıl, iz'an
ve insaf sahibi, ülkenin Başbakanı hakkında böyle bir iddiada ve "Sen de
teröristsin!.." imâsında bulunabilir?... Şimdi biz de kalksak, Baykal'ın ve
CHP'deki başka bir siyasînin veya Türkiye'de medyada, iş âleminde önemli
mevkilerde bulunan bazı kişilerin, bir zamanlar "Fikir Kulüpleri", "Sosyalist
Fikir Kulüpleri" üyesi olduğundan yola çıkarak "Dev-Genç", "Dev-Sol", "Dev-Yol"
mensubu olduklarını ileri sürsek, doğru olur mu?!... O takdirde CHP
yöneticilerinden kaçı kendini bu tip terörist olma ithamlarının dışında
tutabilir?...
"İlm-i siyaset" başka, "ilm-i necâset" başkadır... "İlm-i siyâset"i bir dereceye
kadar anlamak mümkündür. Lâkin beyler, bu yaptığınız ancak "devr-i necâset"te
görülebilir. On parmağınızda on kara "ilm-i siyâset"ten bîgâne AK Partililere
pislik atmaktan vazgeçin de, bu mazlum millete nasıl katkıda bulunacağınızı
düşünün... Yarım asırdır bu yanlış muhalefet politikasını uyguluyorsunuz.
Millete ve kendinize ne kadar zarar verdiğinizi hiç düşündünüz mü?...
Hz. Ali'nin şu sözleri bütün siyaset adamlarının kulaklarına küpe olsun:
"Siyaseti güzel olanın riyaseti devam eder."TERCÜMAN.7-12-2003