ABDUNNUR BÜYÜKYILDIZ :

 

            Muhterem pederimle ilgili bir rüya,belki bir yakazayı(uyku ile uyanıklık arası) sizlerle paylaşmak istiyorum.

            Yıl 1986.Erzurum'da bir medrese-i yusufiyedeyiz.babamların kaldığı bölüm ayrıydı.Yanımıza zaman zaman gelip şevkimizi artırır ve bize teselli verirdi.Bir gün bir rüyasını-belki yakaza-anlattı.Cevşen okurken hafif gözleri dalıyor o esnada ÜSTAD'ımızın ÜSTAD'ı HZ ALİ(R.A)ÜSTAD'la içeri giriyor.Babama şöyle seslenir:''Merak etmeyiniz,sabrediniz.çektiğiniz sıkıntıların meyvesi büyüktür.''

            *İlk görev yerim Bitlis'in Hizan ilçesi Nurs köyü Dilek mezraasına gitmek üzere Erzurumdan çıktım.

            Tarihler 1992'yi gösterirken mevsim kışı gösteriyordu.İçimde büyük bir heyecan vardı çünkü asrın mütefekkirinin doğup büyüdüğü bir beldeye gitmek,o topraklar üzerinde yaşanan güzellikleri yad-ı cemil etmek insana tarifsiz duygular veriyordu.Böyle bir halet-i ruhiye içerisinde göreve başladım köyde.

            Göreve başladığımın ilk haftasıydı.NURS köyündeki üstadımızın babasının,annesinin ve abisinin mezarını ziyaret ederek ruhlarına Cevşen ve Yasin okuyup hediye ettim.Geriye dönüyordum ki yolda köyün hatırı sayılır eşrafından Hacı Fadıl amcayla karşılaştım.bana üstadın anne ve babasının kabirleriyle alakalı bir olayı anlattı;

            Yıllar önce iki ceylan mezarlığa gelirmiş,üstadın annesinin babasının mezarının yanında elleri ve ayakları gökyüzüne bakacak şekilde sırtüstü yere yaslanırlarmış.Bu olay epeyce bir süre devam etmiş.Bir gün köydeki insanlardan biri bu ceylanları avlayacağım diye mezarlığa doğru akşam saatlerinde gitmiş.Ceylanlardan birisini av tüfeğiyle vurmuş.Vurduktan sonra köye gelirken bu adamda değişik haller meydana gelir,bir rivayete göre bu adam olayın etkisiyle ölüyor ,bir rivayete göre de akli dengesini yitiriyor.Bu olayı dinlemem beni çok etkiledi.

            Bu rüyayı dinlediğim günün gecesinde ÜSTADI rüyamda gördüm.Aynen o mezarın başında üstadın anne babası yanında ve yanlarında da o iki ceylanı gördüm.Üstada ceylanları sormak istedim,ÜSTAD da bir şey söylemek istemeden tebessümle karşılık verdi.O tebessümün altında hafif bir ızdırap hissediliyordu sanki.Bu halde iken uyandığımda kendimi ağlamış ve gözlerim yaşlı buldum.Kendi kendime ALLAHU ALEM bu ceylanların üstadın annesinin ve babasının kabrini koruyan iki melek olduğu ihtimalini düşündüm.