27 MAYIS İHTİLALİ VE GERÇEKLER
“İsmet İnönünün damadı Metin Toker’e soruyorlar:”İsmet paşanın 27
mayıstan haberi varmıydı?”Cevabı:”Kimin yoktu ki?”şeklinde.Toker’e yine soruyorlar:”Durdurulabilirmiydi?”Cevabı:”Hayır”şeklinde.Soruyorlar:”Durdurmak istermiydi?Cevabı yine”Hayır”şeklinde.
İnönü ihtilalden haberliydiMetin Toker’in dediği gibi kim haberli değildi ki.Tabi Amerika da haberdardı.Hoş,Amerikanın bizdeki hangi askeri harekattan haberi yoktu ki.Ancak Amerikanın 27 mayısa gösterdiği ilgi resmi belgelerle açıklanmış bulunuyor.12 Eylülle ilgisi ise,”Your boys Haw don it”söylentisi halinde.12 Eylülle ilgisinin açıklanması içinde tıpkı 27 mayıs gibi aradan 30 yıl geçmesi gerekecek belki de.
Evet,Amerika 27 mayısçılar hakkındaki değerlendirmelerini aradan 30 yıl geçtikten sonra açıklamış bulunuyor.Bu değerlendirmelere göre 27 mayıs ihtilalinde görev alanların pek çoğu”Sağlam Amerikancı”tipler.Evet tabir amerikaya ait.
Amerika dışişleri bakanlığı istihbarat ve araştırma bürosunun hazırladığı “Türk ordusunun Türk siyasetindeki rolü”başlıklı,17 nisan 1961 tarihli raporun bir ekinde 27 mayıs ihtilaline katılan subaylar hakkında teker teker değerlendirmeler yapılıyor.Burada MBK üyeleri hakkında yer alan istihbarat notlarında açıkça”Pro-Amerikan,Amerikan yanlısı,Amerikancı”ifadeleri yer alıyor.Cemal Gürsel için “Kuvvetli batı yanlısı”Fahri Özdilek için”Amerikan yanlısı ve Batıcı”,Cemal Madanoğlu için”Sağlam bir Amerikan yanlısı ve İnönüyü kuvvetli bir şekilde destekliyor”,Sıtkı Ulay için”Sağlam bir Amerikancı”,Osman Köksal için”Kore’de Amerikan üstün hizmet madalyası ile ödüllendirilmiş”,Sami Küçük için”Amerikan yanlısı olduğunu saklamaz”notları düşülmüş.
Amerika ihtilalden aşağı yukarı bir yıl sonra yaptığı değerlendirmede,ihtilalcilere güven bildirmiş böylece.Sonraki askeri yönetimler hakkındaki değerlendirmeleri ise zaman içinde öğrenmiş olacağız.
Amerika neden güven belirtiyor ihtilalciler hakkında?
Bunu da Cemal madanoğlu’nun”İhtilali ezan Arapçaya çevrildiği için yaptık”şeklindeki sözünde mi aramak gerekir?Batının Cezayirdeki gelişmeler karşısında ordudan her an bir eylem beklemesine bakınca bunu da uzak göremiyoruz.”(Altınoluk.Temmuz-1990)