Atatürk;üzerinde
ileri geri çok konuşulup,tartışılan bir kişi durumundadır. Bir yandan en büyük
ırkçı ve kafatasçı,bir yandan ailesi hakkında şüpheler,bir yandan Süleyman Çelebi’nin
Peygamber Efendimiz için yazmış olduğu mevlidi Behçet Kemal Çağlar’ın
değiştirerek Atatürk için mevlid yazarak bir yandan peygamberlik,bir yandan da
ilahlık isnadları,bir yandan Makedonya eğitim bakanının Atatürkün doğum yeri
hakkında “Atatürk sizin zannettiğiniz gibi Selanikte doğmadı. Asıl doğum yeri
Makedonyadır. Doğduğu ev korunuyor.”diyen Dr. Dimitar Bajaldziev..[1]
1990’da
vergi rekortmeni olan umumhane sahibi Ermeni Metild Manukyan’ın hayatını
kitaplaştıran P. Akcan diyor:”Manukyan,cumhuriyetin ilk yıllarında modelist ve
terziymiş. Atatürkün balolarında
değişmez kişilerinden olarak boy gösterirmiş.”[2]
Sohbet
ve sofrasının vaz geçilmez özelliklerinden olan içki alemleri... Harbiye nazırı
olmak için Anadoluya gitmeyip,Sultan Vahdettinin zorlamasıyla gitmesi...[3]
Yavuz
Bülent Bakiler 1987 yılında Pakistanın başşehrinde çeşitli İslam ülkeleri
kültür bakanlarının katıldığı çalışmaya
Türkiyeyi temsilen kendisi katılır. (O zamanki kültür bakanı Mesut Yılmazdır.)
toplantıdan sonraki özel konuşmada Ziya-ul Hak şu olayı anlatır:”Bizi çok
sevdiğinizi söylediniz. Bundan haberdarız. Bizde Türk kardeşlerimizi çok
seviyoruz.
Siz
milli mücadele savaşı verirken,biz batı emperyalizmi altında idik. O
yıllarda,bizim Şeyh Ahmed Medeni bir şeyhul İslâmımız vardı. İngilizler ona çok
baskı yaptılar. Hind müslümanlarının anadoludaki milli mücadeleye yardımlarını
engellemek için,bizim şeyhul İslâmımıza dediler ki:Anadoludaki milli mücadele
aleyhinde fetvalar vereceksin. Milli mücadelenin,islâmi bir hareket olmadığını
fetvalarınla ilan edeceksin...
Şeyhulislâm
Ahmed Medeninin İngiliz sömürge valisine verdiği cevab aynen şöyle:”Siz
İngilizler otobüsler yaparak karada
atlar gibi koşmasını öğrenmişsiniz. Gemiler yaparak,denizde balıklar gibi
yüzmesini öğrenmişsiniz. Uçaklar yaparak,havada kuşlar gibi uçmasını
öğrenmişsiniz. Ama siz dünyada insan gibi yaşamasını daha öğrenememişsiniz. Siz
değil,Türkler,benim dilimi kesseler ve ondan çarık yapıp ayaklarına giyinseler,ben
ne Türklerin aleyhinde tek kelime söylerim;ne de Türk milli mücadele savaşının
gayrı islâmi olduğuna dair bir fetva veririm.”der. Ve yazar burada İngiliz
oyunlarının belli başlılarını sıralayarak İngilizlerin kahpeliğini,hainliğini
şöyle sergiler:”
a)İmparatorluğun
yıkılması.
b)Çanakkaledeki,
şehitlerimiz.
c)Anadolunun
taksimi planı.
d)Lawrens
ile Araplar arasındaki düşmanlığımızın alevlendirilmesi.
e)Musul-Kerkükün
bizden çıkması.
f)Yunanı
üzerimize kışkırtıp,düşmanlığın sağlanması.
g)Bitmeyen
Kıbrıs davası.
h)Şeyh
Said ayaklanması.[4]
i)Vehhabi
mezhebinin yayılması.
k)Anadolu
da alevi-sünni kavgası.
l)Orta
doğu politikası.
m)Kürt
meselesi.
n)Son
körfez savaşı.”
Hep
İngiliz oyun ve planlarının neticesi. Fransayı da unutmamak gerektir.
Bediüzzaman hazretleri İngiliz ve Fransızı boykot ederek,onların haplarını dahi
kullanmazmış... Ve İstanbul’da:”Yaşasın zalimler için cehennem..Yaşasın
zalimler için cehennem..”diyerek zulümlerini yüzlerine çarpmaktadır.
Bu
her iki devlette meydanda yenemediği rakibini,siyaset,hile ve desise ile masa
başında yenmeyi başarır.
Sadece
bizim değil,tüm dünyanın bir asırdır
dizginleri İngilterenin elinde,siyasi dehasıyla dizginleri elinde
bulundurmaktadır.
Tarihçi
yazar Doç. Mete Tunçay:”...Savaş döneminde demokratik bir meclis vardı. Bu
Mustafa Kemal ile daha sonraki mecliste diktatörlüğe dönüştü. Aslında, M.
Kemale başkumandanlık sıfatı verilmemesi lazımdı,bu gözden kaçtı.
Çünkü,o,padişahındı. Atatürk çok demokratik olan birinci meclisi dağıtmak
istedi. Çünkü lozanı tasdik etmeyeceğinden çekiniyordu...
Milli
mücadeleye M. kemal,İnönü Ve F. Çakmağın sonradan katıldığını –söyleyerek
devamla- daha sonra teşekkül ettirilen meclis,Atatürkün direktifleri
istikametinde lozanı gerçekleştirdi. Meclis ayaklanmasına rağmen,yine de bazı
muhalifler sıyrılarak girdi. M. Kemal sivrilmek için bir çok şeyi
kullandı.,muhaliflerini sindirdi. Hilafeti kaldırdı. İstiklal mahkemeleri
kuruldu. Hilafetin kalkmaması için,galatasaray talebeleri yemek boykotu bile
yapmıştı. Daha sonra muhaliflerin istememesine rağmen ali askeri şura kuruldu.
Muhalifler tasfiye edildi..”
xxxxxxxxx
Acib ve garib ve de pusulasız tavsif edilen
gemi,aslında pusulasız falan değildi. Çünkü,ifade de;pusulasız,eski ve
ingilizlerden gece karanlığında kaçarken-denilmektedir. O zamanki Bandırma
vapurunun kaptanının torunu olan şahıs ise:”Dedemin vapurunda iki tane pusula
vardı ve Karadenizi de çok iyi biliyordu.”der.
28-Mayıs
Sabah gazetesinde Engin Ardıç şöyle der:”Bu arada,19-8-1919 kışında Pera
palasta ingiliz gizli ajanı rahip Frew
ile de görüşmüş olduğunu niçin gözlerden kaçırmaya çabalıyorsunuz.”der.
Yazar
V. Vakkasoğlunun 19-Mayıs-1991’de zaman gazetesinde yayınladığı 4 resmi evrakta Atatürkün Samsuna
ingiliz vizesiyle ve hükümetin haberi dahilinde çıktığını belgeleyen
belgelerdendir. Ve bizzat evrakta genel kurmay başkanlığının “Görülmüştür”
kaydı ve mührü de mevcuttur.
Yazar
Nezih Uzel’in ingiliz işgal kuvvetlerinin subayının 1974’de,Nakşi Halidi
dervişi olan Hasan Lütfü Şüsüt’ün vesilesiyle müslüman olduğunu söylediği
Bennett-le yaptığı röportaj ve araştırma yazısında;Atatürke bizzat bu kişi
tarafından Samsuna çıkma izni
verilmiştir. Bunun yayınlamış eserleri,araştırmaları mevcuttur.[5]
Yapılan
röportajdan özetler:
-Atatürkü
harbiye nezaretinde tanıdığını söyleyen ingiliz yüzbaşı John Godolphin
benneft;M. Kemal taraftarı idi,ingiltereye daha mail idi,Almanlara değil,der.
-Mayısın
12’sinde ruhsatname yani permisyon,vize almaya anadoluya müfettişlik için
gidileceği bildirildiğinde Benneft kendisine üç-dört kişiye vize talimatı ve
emri verildiğinden,35 kişinin o da erkanı harpden seçilmiş mühim kişilerden
olduğundan durumun kendisini aştığını ve
ingiliz baş komiseri Rumbolf’a telefon edip onunda kendisine;M. Kemal
gitsin ve ne lazımsa yapılsın,demesi üzerine vizeyi verdiğini ancak 35 kişinin
hepsi hazır olmadığından 19 kişinin gittiğini söyler. M. Kemali de sultanın
adamı ve padişahın emin olduğu bir insan olarak tanıdığını belirtir. Ancak
Benneft bunun müfettişlik işi olmadığını ve bu kadar adamında çok olduğunu
söyliyerek;bizimkilerin anlamadığı bir şey vardı... Tabii hiç kimse o zaman
milliyetçilerin düzenli bir ordu olabileceklerine inanmıyordu. Hiç kimse...
Benneft;bizim
tarafımızdan yapılan diğer büyük bir hata meclisi meb’usanı kapatmak oldu.
Meclisi kapatmak gerekli değildi. Padişah ve meclisi mebusan birleşmez.
Biliyorsunuz bu padişahlar hiçbir vakit tanzimata o kadar taraf olmamışlardır.
Yani her vakit parlementolardan rahatsız
olurlar.[6]
Xxxxxxx
Behçet Kemal çağlar’ın (1908-1969) Atatürke yazdığı
mevlid:
Gel
ey 19 mayıs eşsiz sabah merhaba
Ey
Samsunda karaya çıkan ilah,merhaba
Merhaba
ey yükselen güneş Anafarta’dan
Merhaba
ey kurtaran Türklüğü bin vartadan
Merhaba
ey Türklüğe alın yazısı yazan
Merhaba
Dumlupınar,Sakarya,İzmir,Lozan
Merhaba
ey biribiri ardından inkilaplar
Merhaba
ey ezeli,feyizli eşsiz bahar
Merhaba
ey ilahın en yakın arkadaşı
Merhaba
ey devletin ak alnı,aziz başı
(...)
Doğuran
bu gün,bir gün:doğuracak muttasıl
Her
Türkün tevellüdü 19 Mayıs asıl
(...)
İlk
çamurdan beden,üflenen ruh,dediler
Son
tufanda Türklüğü kurtaran ruh,dediler
Ne
ilk ruhu anarım,ne de ruhu tanırım
Neyin
eşi deseler,gaziyi kıskanırım.”
19-Mayıs-1993
MEHMET
ÖZÇELİK
[1] Bak. Kemalizm. A. Dilipak.37-57,bak. İstiklal harbinin esasları. Kazım Karabekir.78,82,96,110,146,149,220,241,250-317,328,334-337,341.
[2] Bak.zaman gaz.31-5-1991.
[3] Türkiye gaz.5-1-1991.
[4] Bak.Din-Devlet ilişkileri. H. H. ceylan. 2 386-387.
[5] The Masters of Wisdom (Hikmetin ustaları-1977-tercüme-Turnstone Books-Londra ve Sourney in İslamic Countries-İslam ülkelerinde geçen günler-Coombe springs Press-Londra..-
[6] Zaman gaz. 3-6-1991.